DTP'li Ahmet Türk, Diyarbakır'da yaptığı basın açıklamasında Başbakan Erdoğan'ın Kürtler'in desteğini kaybettiğini ve bu nedenle paniklediğini iddia etti. İşte Türk'ün açıklamasından satırbaşları:
- Bütün bu gelişmeler karşısında barış ve diyalog çağrılarını yapan, Kürt sorununun çözümü için somut projeler ortaya koyan, geçmişteki çağrılar dahil savaşı sona erdirme gayreti içinde olan DTP değilmiş gibi hükümetin halen kendisini temize çıkarma çabası içinde olması kabul edilir bir yaklaşım değildir.
- Partimizin durdurulmayan yükselişi AKP’nin kabusu haline dönüşmüştür. Sayın Başbakan şimdi Kürtler'in desteğini kaybettiğini görüp paniklemeye başlamıştır.
- Kürtleri kontrol altında tutmayan bir AKP’yi ABD’nin de, ordunun da gözden çıkaracağını çok iyi biliyor. AKP’nin Diyarbakır ısrarı da bu yüzdendir.
'ŞİMDİDEN BAŞBAKAN'A GEÇMİŞ OLSUN'
- Ama şimdiden sayın Başbakan’a geçmiş olsun diyelim. Siz tercihinizi çözümden yana koyarak halkın desteğini almak yerine statükocu güçleri arkanıza alarak güçlü olacağını sandınız. Ancak yanıldınız.
- Biz parti olarak kimden gelirse gelsin barış lehine çıkan her sözcüğe büyük önem verdik. Bundan sonra da değer vermek istiyoruz. O yüzden hak ve özgürlük mücadelesinin silahla değil kalemle biçilmesi çağrısına anlam biçiyoruz.
- Fakat bu çağrıların altının ne kadar boş olduğunu da çok iyi biliyoruz. Bu konuda herkeste büyük bir güvensizlik duygusu hakimdir. Bu durumda yasal ve anayasal düzenleme yapma hakkı hükümetindir.
- Hükümet bu savaşı isterse bir günde durdurabilir.
- Yine Erdoğan’ın ırkçı bir sloganı, Hakkari’de söylemeden çekinmeyerek 'ya sev ya terk et' diye ifade ettiği cümleler tam anlamıyla bir pervasızlık örneğidir.
- Bu ülke ve elbette ki bayrak bu değerleri birlikle yaratan Kürtlerin ve Türklerin ortak değeridir. Bu ortak değerler hiç kimsenin tekelinde değildir. Ancak Erdoğan’ın ırkçı yaklaşımları tam bir aymazlık örneğidir.
'BAŞBAKAN KİMİ NERDEN KOVUYOR'
- Bu vatan hepimizin ortak vatanı değil mi? Kim kimi, kimin vatanından kovuyor? Başbakan tahrik etmeye, halkın değerlerine hakaret etmeye devam ediyor. ABD’nin icat ettiği bir Başbakan’ın bu halkı kendi anavatanından kovma çağrısı, trajikomik bir durumdur. Kimlerin başbakanı olduğu artık anlaşılmıştır.
- Bölünmeyi ve ayrılığı derinleştirmeye çalışan uluslararası sermayenin hizmetinde olduğu ortaya çıkmıştır.
'BAŞBAKAN ÖZÜR DİLEMELİ'
- Başbakan’ı sözlerini düzeltmeye ve özür dilemeye davet ediyoruz. Bizleri tahrikle suçlayanlar öncelikle kendi eylem, söylem ve yayınlarına baksınlar. Bu yöntemlerden derhal vazgeçilmelidir.
- Felaketin sınırına getirilen ülkemizi bu tehlikeli süreçten kurtaracak çözüm önerilerimizin değerlendirilmesinde sonsuz fayda görmekteyim.
- İmralı sistemine artık son verilmesi gerekiyor. İmralı çözüm için en etkin diyalog kapısı olarak görünmelidir. Yeni bir demokratik anayasa ihtiyacının net bir şekilde ortaya çıkmış olması karşısında bunun gerekleri yapılmalıdır.
- Türkiye daha modern, daha demokratik ve sivil bir anayasaya kavuşmalıdır. Anayasal vatandaşlık tanımı içerisinde çok kültürlülüğü kabul eden bir düzenleme yapılmalıdır. Vatandaşların kendi ana dillerinde yayın ve eğitim yapmaları önündeki engeller kaldırılmalıdır.
DEMOKRATİK ÖZERKLİK PROJESİ
- Yine demokratik özerklik projesi tartışmaya açılmalı ve Türkiye için en uygun çözüm modelinde ortak bir yaklaşım geliştirilmelidir.
- Cumhuriyet tarihinin bu en büyük sorununun çözümü için sunduğumuz proje ele alınsın. Bu proje tartışılsın. O zaman görülecek ki bütün Türkiye halkı bu ortak aklı tebrik edecek ve alkışlayacaktır.
- Halklarımızın barış ve demokrasi konusunda atılacak her türlü adımı büyük destekle karşılayacağından kimsenin endişesi olmasın.
- Bizim en büyük amacımız kardeşliği sağlamaktır. DTP olarak biz Türkiye’de birlikle yaşamanın mücadelesini veriyoruz.
- Siyaset çözüm üretme sanatıdır. Halkımızın bize verdiği görev çözümü tartışmak ve barışı sağlamaktır. Bunun için somut adımlara ihtiyaç vardır. Bunlardan ilki İmralı konusunda yapılacak tatmin edici bir soruşturma ve açıklamadır.
'HODRİ MEYDAN DEMEKLE SORUN ÇÖZÜLMEZ'
- Diyalog çağrılarımıza bugüne kadar ret cevabı veren sayın Başbakan’ın kendisidir. Öyle hodri meydan demekle bu sorunlar kendiliğinden çözülmez. Buyurun, bir araya gelip sorunun çözümünü tartışalım. DTP bu sürecin önünü açacak diyaloga açıktır.
- Eğer buna açıksanız, biz de barış adına 'hodri meydan' diyoruz.