ABD Başkanı seçilen Barack Obama, yönetimindeki kilit rol oynayacak Beyaz Saray Genel Sekreteri’ni belirledi: Rahm Emanuel. Bill Clinton döneminde kıdemli danışman olan "Rahmbo" lakaplı Emanuel, her yönüyle tartışmalı bir isim. İsrail gizli servisi Mossad ile bağlantılı olduğu iddia edilen Emanuel’in, Ortadoğu’da barışı engellemek için Monica skandalını patlattığı bile ileri sürülüyor.
DEĞİŞİM vaadiyle başkan seçilen Demokrat Senatör Barack Obama’nın ilk işi, Washington’un gediklisi Rahm Emanuel’i, Beyaz Saray Genel Sekreteri yapmak oldu. Obama’nın, kendisi gibi Chicagolu olan Emanuel’e yönetiminin en kritik rollerinden birini vermesi büyük tartışma yarattı.
48 yaşındaki Emanuel’in yıldızı, eski başkan Bill Clinton’ın iktidara geldiği 1992’de parlamıştı. Clinton Yönetimi’nde "kıdemli danışman" olan Emanuel, 2002 yılında Temsilciler Meclisi’ne seçildi. Ardından ABD’de Kongresi’nde hızla yükseldi.
Demokrat Parti, 2006 kasımında yapılan seçimlerinde büyük başarı yakalayıp 1994’den beri ilk kez Kongre’nin iki kanadında da çoğunluğu ele geçirince, ABD basını Emanuel’i "zaferin başmimarı" ilan etti. Geçen yılbaşında parti protokolünde dördüncü sırada yer alan Meclis Grup Başkanvekilliği’ne getirildi. Son seçim sürecinde de Obama’nın rekor kırdığı bağış organizasyonunu yönetti. Ödüllendirilen Emanuel, Obama’nın "Beyaz Saray’ın iki numarası olma" teklifini hemen kabul etti.
İsrail’den ABD’ye göçen bir ailenin çocuğu olan Yahudi politikacının babası, siyonist terör örgütü Irgun militanıydı. Göbek adı "Israel" olan Emanuel, Birinci Körfez Savaşı sırasında "gönüllü" olarak İsrail Ordusu’nda hizmet vermişti. Emanuel’in İsrail vatandaşı olduğu da ileri sürülüyor.
"Süper gizli" ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA) ödüllü eski ajanı Wayne Madsen ise, Emanuel’in İsrail gizli servisi Mossad ile bağlantılı olduğunu iddia etti. Madsen, eski Başkan Bill Clinton’ın, İsrail ile bağlantıları nedeniyle Emanuel’in Beyaz Saray’daki görevine 1998’de son vermek zorunda kaldığını da öne sürdü.
İddiaya göre, genç stajyer Monica Lewinsky’nin Başkan Clinton ile yakınlaşmasında Emanuel rol oynadı. Hatta "Monica seks skandalı", Bill Clinton’ın "Ortadoğu’da barış" önerilerinin baltalanmasını amaçlıyordu. FBI, İsrail konusunda tuttuğu "Mega File" başlıklı istihbarat dosyasına, Emanuel hakkındaki bilgileri de ekledi. Durumu bilen iki ajandan biri olan John O’Neill, 11 Eylül günü New York’taki İkiz Kuleler’de öldü. İkinci ajanın kimliği ise açıklanmadı.
Bale kökenli siyaset dehası
Deha düzeyinde bir "siyaset stratejisti" olduğu kabul edilen, NAFTA örgütünün kurucusu Rahm Emanuel, politik konularda pragmatik tutum takınmasıyla ve duruma göre karar almasıyla tanınıyor. The West Wing dizisindeki Josh Lyman karakteri, siyasete girmeden önce bir bale sanatçısı olan üç çocuk sahibi Emanuel’den esinlenilerek yaratılmıştı. Bu dizi karakteri, Başkan’ın ekibindeki en zeki ve ukala isimlerdendi.
Hemoroit ile diş ağrısı karışımı biri
Cumhuriyetçiler, Barack Obama’nın, "Rahmbo" diye andıkları Emanuel’i bu kadar kilit bir konuma getirerek, Washington’a yenilik getirmeyeceğini kanıtladığı görüşünde. Demokrat stratejist Paul Begala bile, Emanuel’in "hemoroid ile diş ağrısı karışımı biri" olduğunu söylüyor. Obama ise, "Rahm, Washington’da işlerin nasıl yürüdüğünü bilmekle birlikte, dünyaya Chicagolu komşularının bakış açısıyla bakabilen biri" diyerek kararını savundu.
Başkanın sağ kolu
BEYAZ Saray Genel Sekreteri, ABD Başkanı’nın sağ kolu gibi çalışıyor. Örneğin ABD Başkanı George W. Bush’un kulağına eğilip 11 Eylül saldırılarını haber veren, dönemin Beyaz Saray Genel Sekreteri Andrew Card olmuştu. Bu makam, başkanlık sistemiyle yönetilen ABD’nin Başbakanlığı gibi işliyor. Genel Sekreter, bakanlardan ve hatta Başkan Yardımcısı’ndan daha önemli bir rol oynuyor. Bu makamda oturan kişi, Başkan’ı ne zaman isterse görebilen, randevusuz görüşme yapabilen ender isimlerden. Genel Sekreter, siyasi danışmanlığın yanısıra, Başkan’ın gündemini de şekillendiriyor. Sadece resmi işlerde değil, gündelik hayatında da onun sağ kolu oluyor.
Obama dokuz liderle görüştü
BARACK Obama, başkan seçildikten sonra dokuz ülkenin lideriyle telefonda konuşarak küresel mali kriz, Afganistan, iklim değişikliği, Kuzey Kore ve İran’ın nükleer silahlanma sorununu görüştü. Obama’nın liderleriyle görüştüğü ülkeler şöyle: Avustralya, Almanya, Fransa, İngiltere, Kanada, İsrail, Japonya, Meksika, Güney Kore.