TÜBERKÜLOZ (VEREM)
Ocak ayının ilk haftası Verem Savaş Haftası olarak kutlanmaktadır. Verem hastalığının etkeni olan Koch Basili İlk defa 1882 yılında Robert KOCH tarafından gösterilmiştir. Bu basil en çok akciğere daha sonra böbrek,kemik,mide-barsak sistemi,deri,merkezi sinir sistemi ve lenf sistemini tercih eder.
BULAŞMA
Uzun yıllar,verem mikrobunun hemen her yolla ve kolayca bulaşabildiği sanılmıştır. Bugün bile,bulaşmanın,hastaların balgamlarından toza toprağa karışan basillerin inhalasyonu (solunması) ya da hastalarla aynı kap-kacağı kullanmakla olduğu inancı hayli yaygındır.
Tüberküloz basilinin akciğerlere yerleşip çoğalabilmesi için akciğerin en uç noktalarına kadar ulaşması gerekmektedir. Bu uç noktalara ulaşmayan,ağız ve burnun iç yüzeylerinde ve bronşlarda tutulan basiller çoğalamamakta ve dışarı atılmaktadır. Bu uç noktalara geçiş yolları son derece dar olduğundan buralardan toz toprak gibi büyük partiküllerin geçmesi de mümkün olmamaktadır. Toz ve toprakla bulaşmayı imkansızlaştıran bir faktör de basillerin gün ışığından çok çabuk etkilenmeleridir. Bulaşma pratik olarak yalnızca,damlacık çekirdeği tabir edilen ve hastaların öksürük ve aksırıklarıyla meydana gelebilen, aerosol şeklindeki parçacıkların üzerindeki basillerle olmaktadır. Hafiflikleri nedeniyle uzun süre havada asılı kalabilen bu parçacıkların üzerindeki basiller güneş ışığı giren bir ortamda 1-2 saat içersinde ölürler,güneş ışığı girmeyen loş yerlerde ise (sinema,bar,cezaevi koğuşları vs.. ) uzun süre canlı kalabilirler.
Damlacık çekirdekleri yalnız öksürük ve aksırıkla meydana gelebilmektedir. Bu nedenle öksürük bulaşma açısından en çok dikkat edilmesi gereken bulgudur.
Öksürük akciğer tüberküloz olgularının % 75‘ inde bulunmaktadır. Öksürmeyen hastaların pratik olarak bulaştırıcı olmadıkları kabul edilmektedir.
Meme tüberkülozlu ineklerin kaynatılmadan içilen sütlerinden de bulaşma olabilmektedir. Bu tür bulaşma ender olup veremle savaşta hiçbir önceliği olmayan sindirim sistemi tüberkülozuna yol açmaktadır.
BELİRTİLER
1- Halsizlik ,yorgunluk,İştahsızlık ,zayıflama ve gece terlemesi
2- Yüksek Ateş
3- Öksürük,balgam ve Kan Tükürmek
4- Göğüs kafesinin yan tarafının ağrısı
TEŞHiS
1- Hasta öyküsü ve fizik muayene
2- Radyoloji
3- Tüberkülin Testi
4- Balgam tetkiki
5- Kesin tanı kültür çalışmasıyla konur.
TEDAVi
İlaçla iyileşme oranı çok yüksektir. Önemli olan ilaçları belirtilen doz ve sürede kullanmaktır. Hastanın kendisi ve çevresindekilerin kontrolleri önemlidir.
KORUNMA
1- BCG Aşısı ile korunma
2- İlaçla korunma
BCG Aşısıyla Korunma: Mikrobun zayıflatılmış bir türünden yapılan aşıdır. Ülkemizde uygulanan verem aşı şeması ;
İlk aşı : Bebek 2 . ayını doldurunca
Rapel : İlkokul 1. Sınıfta
İlaçla Korunma : Veremle savaşın temel amacı insanların verem mikrobuyla karşılanmalarını önlemektir. Bunun en etkili yolu erken teşhis ve düzenli tedavidir. Erken teşhiste ne kadar başarılı olunsa da çoğu zaman, hastaların yakın temaslılarının enfekte olmaları önlenememektedir. Mikrop kapmalarını önleyemediğimiz insanları ilaçla koruyarak hastalanma ihtimalini en aza indirmek ve bu suretle yeni enfeksiyon kaynaklarının ortaya çıkışını önlemek de verem savaşın önemli ilkelerinden biridir.
VEREMLE SAVAŞ KAVRAMI ve İLKELERİ
Veremle savaşta amaç,insanların tüberküloz basili ile enfekte olmalarını önlemektir. Çünkü basille enfekte olan kişi hemen hastalanmasa bile yaşadığı sürece hastalanma riski altındadır. Bu nedenle hastalık kaynaklarını olabildiğince erken teşhis etmek ve bunları yeterli süre ve düzenli olarak tedavi etmek verem savaşın temel ilkesidir.
Olası bir enfeksiyona karşı,insanları BCG aşısıyla bağışıklamak ve enfekte kişileri de olabildiğince erken teşhis ederek ilaçla korumak ve bu suretle hastalanma riskini asgariye düşürmek de verem savaşın diğer iki önemli ilkesidir.
ÇOCUKLARINIZI MUTLAKA BCG AŞISIYLA AŞILATINIZ. Bu konuda bilgi için verem savaş dispanserlerine,sağlık ocaklarına başvurabilirsiniz.