Vücudunuzda dolanan kan birçok önemli fonksiyonu gerçekleştirir. Akciğerlerinizin dokularında nefes alırken içeri çekilmiş olan oksijen kanınız tarafından alınır ve atardamarlar yoluyla vücudunuzun her yerindeki dokulara verilir. Aynı zamanda, kan bu dokulardan karbondioksiti alır ve toplardamarlar yoluyla, nefesle verilen havaya geçeceği akciğerlere iade eder.
Kan aynı zamanda, ince bağırsaklarınızdan gelen hayatı idame ettirici besin maddelerini bütün vücudunuza taşır. Bu hücrelerden artık
maddelerin çıkartılması gerektiğinde kan bunları vücuttan atıldıkları böbreklere nakleder.
Hormonlar gibi uzun mesafeli haberciler için bir araç görevi yaparak kan vücudunuzun çeşitli bölümlerinin birbirleriyle iletişim içinde olmalarına ve fonksiyonlarını onların koordine etmelerine yardımcı olur. Kan, antikorları (vücudunuzu yabancı maddelere karşı korumaya yardım eden proteinler) ve enfeksiyonlarla mücadele eden hücreleri taşımak suretiyle bağışıklık sisteminiz için bir ortam görevi yapar. Ve kan, adalelerde meydana getirilen sıcaklığı dağıtmak suretiyle hücre ısınızı düzenlemeye bile yardımcı olur.
Bu değişik fonksiyonlar, kan hücreleri ve kanın plazma denilen sıvı bölümü tarafından gerçekleştirilir. Hücrelerin çoğu kırmızı kan hücreleri (alyuvarlar-eritrositler)'dir. Bunlar kırmızı demirce zengin, kompleks bir madde olan hemoglobini ihtiva eden hücrelerdir.
Hemoglobin akciğerlerdeki oksijeni, kan dolaşımı yoluyla ince kan damarlarına (kapillere) taşımak üzere bağlar, burada (kapillerde) hemoglobin, oksijeni kan dolaşımından çıkıp ona ihtiyaç duyan hücrelere gitmek üzere serbest bırakır.
Beyaz kan hücreleri (akyuvarlar-lökositler) vücudunuzu enfeksiyona yol açan bakteriler, virüsler ve mantarlar dahil olmak üzere yabancı maddelere karşı korur. Üç ana tip akyuvar vardır. Bir tipi olan granülositler (çakıl tanesi gibi hücreler) nötrofilleri, eozinofilleri ve bazofilleri içine alır. Bunlar ve ikinci tip olan monozitler farklı tipte pek çok enfeksiyona karşı tepki gösterirler ve aynı zamanda yabancı maddeleri içlerine alıp yutmak suretiyle de savunma yaparlar. Lenfosit olarak bilinen üçüncü tip akyuvarlar belirli enfeksiyon etkenlerine karşı tepki gösterirler. Lenfositler B hücrelerini ve T hücrelerini içine alır. B hücreleri antikorları üretir. T hücreleri de yabancı ve virüsler tarafından en-fekte edilmiş hücrelere saldırırlar.
Trorabositler hasara uğrayan kan damarlarını tamir eden renksiz kan hücreleridir. Bunlar damar deliklerinde tıkaçlar oluşturmak suretiyle, kan dolaşımından kan kaybını durdururlar. Kan damarlarınızdan herhangi biri hasara uğradığı zaman trombositler yaralanan yerini tıkamak için toplanırlar. Bu pıhtı meydana getirilmesinde (koagülasyon) ilk adımdır, bu süreç plazmanın içinde dolaşan ve pıhtılaşma faktörleri denen proteinler tarafından tamamlanır
Sarımtırak bir şey olan plazma, pıhtılaşma faktörlerinin yanında diğer proteinleri de taşır. Plazma, kanınızdan hücreler çıkartıldıktan sonra geri kalan kısım olarak tanımlanabilir. Serum, pıhtılaşma faktörlerinin de çıkartılmış olduğu plazmadır.
Vücudunuzda bir diğer dolaşım sistemi vardır: Lenf denen bir sıvıyı taşıyan lenf sistemi. Lenf, dokulardan suyun ve proteinlerin kanageri dönüşlerine yardım eder.
Kan hücrelerinin çoğu, kemiklerinin birçoğunun içindeki boşlukta bulunan bir madde olan kemik iliğinde yapılır. Bu hücrelerin birçoğu kemik iliği içinde belirli tipte kan hücreleri meydana getirecek şekilde daha da büyür ve gelişirler. Fakat, bazı kan hücreleri için bu olgunlaşma süreci dalakta veya lenf düğümlerinde meydana gelir.