Tıp dilinde Enuresis denir. Altına ve yatağına işeyen çocuklar;genellikle anne ve babasından yeteri kadar sevgi ve ilgi görmeyençocuklardır. Hastalık, belli bir nedenden kaynaklanmıyorsa; yapılacakiş, çocuğa ihtiyacı olan sevgiyi vermektir; ancak altını ıslatmak,herhangi bir böbrek rahatsızlığı veya şeker hastalığından dakaynaklanabilir. Bu nedenle doktora gitmek gerekir.
Aslında her çocuk 2 yaşından sonra fizyolojik olarak gelişimi el verdiği için tuvalet alışkanlığını kazanmaya başlar. 3-4 yaş civarında ise gece kuru kalmayı başarır. Bazı çocuklar bunu başarırken bazıları başaramıyor. Özellikle erkek çocuklarda görülen alt ıslatmanın en önemli sebebi ise kalıtsal olmasıdır. İstatistikler de bunu kanıtlamaktadır; Eğer ailede bir kişinin geçmişinde bu sorun var ise çocukta görülme ihtimali %25, her iki ebeveynde de var ise %65 artıyor. Altını ıslatan 16 yaşındaki erkek çocuklar arasında yapılan araştırmalar, bu çocukların %1 inin baba ya da amcasının aynı yaşlarda alt ıslatma problemi olduğunu gösteriyor. Ancak, genetik sebeplerden kaynaklanan alt ıslatmanın genellikle ergenlik döneminde ortadan kalktığı görülüyor.
Altını ıslatan çocukları olan aileler hemen bunun sebebini duygusal problemlere bağlıyor. Oysa ki, araştırmacılar duygusal problemleri, sebep listesinin en sonuna ekliyor ve bu çocukların büyük çoğunluğunun duygusal problemlerinin olmadığı söylüyorlar. Aksine, 4 yaşından sonra devam eden gece ıslatmaları böbrek veya idrar yolu problemlerinin bir habercisi olabilir. Örneğin, çocuğun idrar kontrolünün normalden yavaş olması gibi. Bir diğer sebep ise çocuğun çok derin uykuya sahip olması ve tuvaletinin geldiğini fark edememesi.
Tıptaki adı Enurezis Nocturna olan ve uykuda tamamen istem dışı gelişen gece işemesi teşhisi, çocuklarda 5 yaşından önce konulamıyor. Yapılan araştırmalara göre 5 yaşındaki erkek çocuklarda gece işemelerinin sıklığı yüzde 7; kızlarda aynı yaşta yüzde 3 olarak saptanırken, bu oranlar 10 yaşındaki erkeklerde yüzde 3'e, kızlarda yüzde 2'ye düşüyor. Gece işemesinin 5 yaş sonrasında tedavisiz kendiliğinden iyileşme oranı ise yüzde 5-10 arasında değişiyor.
rahatsızlığın teşhisi için; en az 3 ay süre ile haftada en az 2 kez idrar kaçırmanın olması ya da toplumsal, mesleki işlevsellikte, okul başarısında düşmeye ve sorunlara yol açmasının önem taşıdığını söyledi. İdrar kaçırma durumunun başka bir ilacın yan etkisine bağlı olmaması gerekiyor.Öncelikle kişide idrar kaçırmaya sebep olabilecek şeker hastalığı, ürolojik ya da nörolojik hastalıklar gibi bir hastalığın bulunmadığı tespit edilmelidir
Yoğun psikososyal sorunlar içinde olan ve olumsuz çevresel koşullarda yaşayan çocuklarda, gece altını ıslatma sıklıkla görülüyor. Anne veya babanın boşanma ya da ölüm sonucu kaybı, bunun nedenlerinden biridir. Daha önce idrar kontrolünün sağlandığı çocuklarda, sonradan 5-8 yaşları arasında idrar kaçırma bu nedenle tekrar başlayabilmektedir. Davranışsal bozukluklar gösteren çocuklarda, mesane kapasitesinin daha sınırlı olduğu ve bu durumun daha sık gözlendiği saptanmıştır. Ayrıca, anne, baba ve diğer akrabaların geçmiş yaşantılarında bu sorun var ise, çocuklarda da bunun riski 5-7 kat artmaktadır. Bu çocukların tedavisi için pek çok incelemenin yapılması gereklidir. Öncelikle idrar yollarında mikrobik bir durum varlığı, basit bir idrar tahlili ile araştırılabilir. Bu duruma, idrar yollarının özelliği nedeniyle daha çok kız çocuklarında rastlanmaktadır. Daha nadiren rastlansa da idrar yollarındaki yapısal kusurların varlığı, radyolojik incelemeler ile belirlenebilir. Nörolojik muayene ve şeker hastalığı varlığı açısından, kan şeker düzeyi araştırılmalıdır.
Gece işemesi sorunu bulunan çocuklarda, zaman zaman ilaç tedavisi uygulanabilir. Ayrıca, bu sorunun bulunduğu çocuklara psikoterapi uygulanabilir. Psikoterapi, özellikle davranışsal sorunlar yaşayanlarda etkili olmaktadır. Bu, özellikle sonradan başlayan idrar kaçırmalarında gereklidir. Ayrıca, ıslanmaya duyarlı nesnelerle döşenmiş olan özel donanımlı bir yatak da gece işemesinin önüne geçebilecek yöntemlerden biridir