Ünlü Truva savaşı büyük Yunan şairi Ilomer'in "livada" isimli eserinde son derece renkli ve etkileyici bir üslupla anlatılmıştır. M.Ö. 1200 yıllarında, tahtadan yapılmış, içi oyuk, çok büyük bir at heykeli, Truva şehrinin aşılmaz,yüksek duvarlarının dışında terkedilmişti. At heykelinin içinde, dokuz yıldır Truva şehrini kuşatmış olan Yunan ordusundan silahlı bir gurup asker vardı. Duvarların üzerinden, gözetleme kulelerinden bakan Truvalılar, Yunanlıların kuşatmayı kaldırmış olduğunu,gemilere binip açıldıklarını gördüler. Geride sadece o büyük ve tahtadan at heykelini bırakmışlardı. Truvalılar at heykelini bir savaş ganimeti olarak şehrin yüksek duvarlarından içeriye aldılar. Zaferlerini kutlamak için o gece büyük şenlikler yaptılar. Hemen hemen herkes sarhoş olup sızdı. Gecenin geç saatinde at heykelinin karnındaki gizli kapak açıldı ve Yunan askerleri dışarıya çıktılar. Kapılardaki, gözetleme kulelerindeki Truvalı nöbetçiler öldürüldü. Açıkta bekleyen Yunan donanmasına işaret verildi.Gemilerin karaya yaklaşıp öteki Yunan askerlerinin de gelmesiyle, Truva şehri olmuş bir meyve gibi kolaylıkla Yunan ordusunun eline geçti.