17. yüzyılda yaşamış olan Hezarfen Ahmet Çelebi ilk uçan Türk ve çeşitli buluşlarıyla ünlü bir bilgindir. Zaten Ahmet Çelebi'ye "Hezarfen" lakabının verilmesi de, bu kelimenin "binbir şey bilen" anlamına gelmesindendir.
17. yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan Hezarfen Ahmet Çelebi'nin hayatı ayrıntılarıyla bilinmiyor. Bu konuda kesinlikle bilinen, hayatının bir döneminin IV. Murat (1623-1640) zamanına rastlamış olduğudur. Hezarfen Ahmet Çelebi daha yukarda da değinmiş olduğumuz gibi çeşitli buluşlarıyla ünlü,uyanık, gerçekten bilge bir kişiydi. İnsanların çok eski zamanlardan beri en büyük rüyası olan havalarda uçmak bu hayali gerçekleştirebilmek, Ahmet Çelebi'nin de zihnini meşgul ediyordu. Bu konuda daha önceki bilginlerin düşünce ve çalışmalarını da incelemiş,bunlardan ne ölçüde yararlanabileceğini tesbit etmişti.
Sonunda kendi hazırladığı kanatları takarak Galata Kulesi'nin tepesine çıkmış, oradan kendini bırakıp denizi aşmış ve Üsküdar'da Doğancılar Meydanına inmişti.Bu başarı üzerine Hükümdar IV. Murat onu bir kese altınla ödüllendirmiş, fakat böyle bir adamın tehlikeli olabileceğini düşünerek Ahmet Çelebi'yi Cezair'e sürmüştü.
Gerçek ne olursa olsun, tarihte ilk uçan Türk Hezarfen Ahmet Çelebi'dir.Aynı zamanda dünya uçuş tarihinin de öncülerinden biri sayılması gerekir.Ahmet Çelebi'nin Cezair'de ne yaptığı, sonunun ne olduğu,bilimsel çalışmalarını sürdürüp sürdürmediği hayatının daha önceki devirleri gibi bilinmiyor. Devrin tarihi belgelerinde de bu duruma ışık tutacak kayıtlara rastlanmamıştır. Bir söylentiye göre, IV.Murat onu Cezair'e sürmekle de yetinmemiş,sonradan Cezair'e gönderdiği bir fermanla Hezarfen Ahmet Çelebi'nin öldürülmesini sağlamıştır. Aynı kaynaklar ,IV. Murat'ın Hezarfen Ahmet Çelebi'ye karşı böyle bir tavır takınmasının büyük bilgini kıskanan sözde saray çevresi bilginlerine,okumuşlarına,onların kıskançlığına ve bazı bağnaz kişilerin olumsuz etkilerine yormaktadırlar. Hezarfen Ahmet Çelebi'nin kanatlar takarak kendini tepesinden koyuverdiği Galata Kulesi'nde, onun adını ve gerçekleştirdiği işi belirten, ona adanmış bir plaka vardır.