RUSVET
Bir Karadenizli, bir Kayserili ve bir Diyarbakirli ayni trafik kazasinda ölmüs.
Cenazeleri dualarla, göz yaslariyla kaldirilmis.
İki üç gün geçmis, bir de bakmislar ki Karadenizli, çikmis mezardan,
üstünü silkeleyerek geliyor. Önce büyük bir panik yasanmis haliyle, sonra bakmis
zombi mombi degil, bayagi kanli canli, cesaret edip yanina yanasmis ve merakla sormuslar:
-"Yahu sen öteki dünyadan nasil geri döndün?"
Anlatmis:
-"Öte tarafta da isler buradaki gibi yürüyormus meger, rüsvet, haksizlik, yolsuzluk... Geri göndermek için 5 bin dolar istediler, bastim parayi geri geldim."
-"Eee, diger iki arkadas niye gelmedi?"
-"Vallahi ben gelirken, Kayserili hala 3.500 dolara olmaz mi, yap bir indirim de ayagimiz alissin! diye pazarlik ediyordu."
-"Ya Diyarbakirli?"
-"O da 'Ben vermem, Devlet versin!' diye inat ediyordu..."
SINYAL
Temel, Taksim Meydani'nin etrafinda arabasiyla fir dönüyormus.
Bir tur, iki tur, üç tur...
Derken trafik polisi Temel'i durdurmus.
-"Neden meydanda turlayi duruyorsun?"
Temel:
"Haçan sinyalim takildi da!..."
UCAK
iki Karadenizli uçaga binmis. Uçak havalandiktan sonra uçagin motorlarindan biri bozulmus.
Pilot anons etmis:
- "Uçagimizin bir motoru bozulmustur. Telasa gerek yoktur".
Aradan çok geçmeden ikinci motor da bozulmus.
Pilot anons etmis:
- "Uçagin ikinci motoru da bozuldu....".
Temel Dursun'a dönmüs:
- "Tursun tesene geceyi habura gecireceguz!."
ODEV
Trabzonlu Temel Aga'nin sevgili torunu Esme'ye verilen ödev ile basi derttedir...
Eskisehir'e göç eden "Tegerli arkadasu" Niyazi'ye basina gelenleri yazar:
Niyazicugum. Hani benim küçük torun var ya. Geçen aksam, geturdi ödevini önüme koydi. Bi yandan da aglayi. Zaten dertlerini hep baga açar. dedi ki:"
-"Habunlari anliyamadum. O yüzden da yapamadum. Yarin ögretmen beni dövecek."
Dedum ki;
-"Aglama usagum, bunun içun ögretmen adam dövmez. Simdi oni çözeruk. Ne mümkün Niyazi kardasum:"
"Bi tirenlan, bi otobos ayni istasyondan kalkmislar. Tiren otobostan üçte bir daha hizli gidiy. Otobos iki yerde onbeser dakka istirahat vermis. Tiren da bi yerde durmis, 20 dakka su almis. Otobos saatte 60 kilometro gidiymis. Tiren 5 saat sonra gidecegi yere varmis. Otobos ise ne vakit sonra oraya olacakmis. Ugrastum yapamadum. Usak aglay. Derken bubasi geldi. O da çözemedi.
Diyrum oga ki, "Damat, senun tanidugun tahsilli bi otobos sofori var ise oga soralim, belki o bilebilur. Yahutta sabah olsun ben usagi soforler cemiyetine götüreyum. Onlar arasinda belki tirenle yaris etmis bi sofor vardur da bize nasihat verur.
"Ha, biz bi yandan da usaga tireni tarif ediyruk. Tiren görmemis ki... Ne anasi görmis, ne bubasi. Ben da bi tek askerlukte Erzurum'dan Sivas'a gittiydum. Neysa kardasum, o gece çok kizdum. Diyeceksun ki niye? Usak daha incir agacindan duti ayiramay; mezgiti gosteriyrum, hamsi diy; efendum, yumurtanun fabrikada yapilduguni sanay. Biz gelduk araba yaristiriyruk. Yani efendi, otobos saatinda varsa ne olur, geç varsa ne olur? Gurbetten yolci mi bekliysun? Eger varacagi saat onemliysa, edersun yazihaneye bi telefon, derler saga otobosun inecegi zamani.."
-"Bu kadarluk mesele içun sabiyi subyani niye telef edersun? Usacuklarda sarki yok, türki yok, oyun yok; dayamis matamatigi. Ayuptur ya!...."
YEDIYUZ
Temel bir vapur acentasina gitmis:
-"Biz vapuru kaçirduk, baska vapur bulurmisunuz?"
-"Kaç kisisiniz?"
"Yediyuz."
Acenta yetkilisi bu kadar müsteriyi kaçirmamak için hemen yeni bir vapur istemis.
Vapur geldiginde Temel ve arkadaslari rihtimda toplanmislar. Ama nedense fazla kalabalik degillermis.
Görevli sormus:
-"Hani yediyüz kisiydiniz?".
-"Dogridur, iste pir, içi, uç, dort,pes, alti, yedi. Toplam yediyuz daa!..' demis Temel.
Acenta yetkilisinin Kafasi atmis, Temel'i bir güzel dövmüs ve:
-"Eger, bir daha (i) yerine (u) dersen, canina okurum...' demis.
Temel birkaç gün sonra bir bakkala gitmis.
-"Bana bir mim verin...' demis.
Bakkal anlamamis ve birkaç kez tekrar ettirmis sonra eliyle göstermesini istemis. K
Temel eli ile isaret edince:
-"Yooo, o mim degil mumdur." demis bakkal.
Temel :
-"Olsun da!. Mim demek, dayak yemekten iyidur.'
ALLAH BILIR
Temelin bashekim oldugu hastahane, Saglik Bakanligi müfettisleri tarafindan denetlenmektedir. Teftisten sonra müfettislerden biri Temel'e sorar:
-"Bazi yataklarin önündeki harfler,dikkatimi çekti. Mesela:A.S,A.T,A.Ü gibi bunlarin manasi nedir?"
Temel gerekli açiklamayi yapar:
-"A.S Akut Siroz, A.T Akut Tüberküloz,A.Ü Akut Ülser anlamina celur."
müfettisin aklina birsey daha takilmistir. Bu sebeple yeniden sorar:
-"Peki A.B'nin manasi nedir?"
Temel cevap verir:
-"O,teshisi konulmayan hastaluklari ifade eder. Manasi da :"
-"Allah Bilir"