NALBUR DULLANI
Adamin biri bir dükkana girmis ve hamsi istemis...
-"Karadenizli misiniz?" diye sormus tezgahtar.
Adam kizmis:
-"Ne olacak?"
ve öfkeyle söylenmeye devam etmis:
-"Ne yani? simdi Antep fistigi istesem 'Antepli misin?' diye mi soracaksin! 'İzmir tulumu' istesem İzmirli, 'kestane sekeri' istesem Bursali mi olacaktim?"
-"Yooo!" demis tezgahtar..
-"O zaman niye sordun 'Karadenizli misin' diye?"
-"Burasi nalbur dükkani da ondan."
FBI
New York'da küçük bir çocugu azgin bir köpegin dislerinden kurtaran ve hayvani bogan iri yari delikanlinin yanina kosan gazete muhabiri sormus:
-"Kahraman Amerikali çocugun hayatini kurtardi, diye yazabilir miyim?"
-"Ben Amerikali degil Pakistanliyim" demis adam.
Ertesi gün New York Times�da manset:
"Köktendinci Müslüman, Central Park'ta bir köpegi bogdu. FBI olayin El Kaide baglantisini arastiriyor�."
HOO!..
Dogu köylerinden birinde, kis kiyamette, adamin birisi ölmüs. Köylüler cenazeyi kizakla mezarliga götürüyorlarmis. Ama daha mezarliga varmadan, kizak da, öküzler de çamura saplanmis. Köylüler uzaktan öküzlere bagirmislar çagirmislarsa da, kimse çamura girmeyi göze alamamis.
O sirada, birisi, bakmis ki; dirilerden hayir yok, ölüye seslenmis :
-"Ulan, öldün öldün de, öküzlere bir "Ho!" diyemeyecek kadar mi öldün, mübarek!..?"
TAS FIRIN ERKEGI
Sehrinde çok kilibik erkek bulunduguna inanmayan Padisah bu konuya aydinlik getirmek ister ve sehrin bütün erkeklerini toplatarak:
-"Meydana iki çadir kurdurdum, biri siyah biri beyaz� Karisindan korkan, dayak yiyen, laf geçiremeyen beyaz çadira. Karisindan korkmayan her gün döven, yani tas firin erkekleri siyah çadira�"
Erkeklerin hepsi light çikar ve beyaz çadira girer.
Sadece bir erkek siyah çadira girer. Padisah sevinir:
-"Oh be, bir delikanli çikti� Hele getirin su tas firin erkegini de tebrik edeyim�"
Adam gelir, Padisah sorar:
-"Helal sana, nasil oldu da girebildin o çadira?"
-"Padisahim karim siki siki tembih etti. Sakin kalabaliga girme.." dedi.
KONSERVE
Bilgiç'in biri çilgin bir deney için biri mühendis, biri fizikçi ve biri matematikçi olmak üzere üç meslektasini kaçirir.
Her birini ayri bir hücreye hapseder. Her hücrede kibrit, su ve konserve yiyecekler vardir, fakat konserve açacagi yoktur. Bir ay sonra deneyinin sonucunu ögrenmek için meslektaslarini ziyaret ettiginde, mühendisin hücresini bos bulur.
Mühendis gizlice hücreye soktugu çakisi ile konserve kutularindan alüminyum kirintilari kazimis. Daha sonra bunlari kibritlerin uç kisimlarindaki ecza ile karistirarak yaptigi patlayici ile hücre duvarini havaya uçurmus ve böylece kaçmayi basarmistir.
Bilgiç 2. hücreye baktiginda ise, fizikçiyi nese içinde konserve bamya yerken bulur. Konservelerin belli bir açi ile duvara atildiklarinda açildiklarini kesfeden fizikçi hem iyi bir hentbolcu olmus, hem de yeni bir 'Quantum Teorisi' gelistirmistir.
Son hücreye baktiginda ise, hücrenin bir kösesinde matematikçi dostunun cansiz bedenini görür. Duvarlardan birinde ise söyle yazmaktadir:
Teorem: Konserveleri açamazsam, ölecegim.
İspat: Farz edelim ki ben öldüm...
CICEKLERI KOKLAYINCA
Amerikali isadami, ziyaret için gittigi Çin'de halkin mezarlik ziyaretlerinde mezarin basina pirinç biraktiklarini görür. Arkadasi Çinliye biraz alayci bir tavirla sorar:
-"Mezarlariniza koydugunuz pirinçleri, ölüleriniz ne zaman yiyecek?"
Çinli, basini kaldirmadan cevap verir:
-"Sizin ölüleriniz, koydugunuz çiçekleri kokladigi zaman!"