MÜHENDİS-YÖNETİCİ
Buyuk bir sirketin ust duzey yoneticilerinden biri bir gun Newyork
uzerinde balonla dolasmaya cikar. Aksilik bu ya kaybolur ve pusulasi da yoktur.
Inmek icin uygun bir yer ararken bir gokdelenin uzerinde bir adam gorur ve
alcalarak sorar.
Pardon! Ben su an neredeyim?
Adam:
Yerden 500 feet yukseklikte ve bir balonun icindesin!
Istedigi cevabi alamayan Yonetici sinirlenerek sorar:
Sen bir muhendissin degil mi!
Adam:
Evet dogru! Nereden bildin?
Yonetici:
Cunku basim belada ve sana bir soru soruyorum. Verdigin cevap 100%
dogru fakat hic bir isime yaramiyor.
Bunun uzerine Adam:
Sen de bir yoneticisin degil mi?
Yonetici:
Evet! sen nereden bildin?
Adam:
Cunku ayaklarin yerden 500 feet yukseklikte, bir balonun icindesin.
Pusulan yok,kaybolmussun ve berbat bir durumdasin.
Fakat simdi bu benim sucum oluyor!
BAKAN
Bir ülkede bir bakan, kendisini gazetecilere hiç sevdirememisti. Neyapsa
makbule geçmiyor, basin hergün kendisiyle ugrasiyordu.Nihayet :
-Öyle bir sey yapayim ki, gazeteciler mat olsun, diye düsündü ve
ilan etti:
-Pazar günü saat 10'da bakan denizin üzerinden yürüyerek geçecegim.
Pazar sabahi saat 10'da tüm basin mensuplari toplandilar orada.
Bakan geldi ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye
basladi. Karsi kiyiya kadar da yürüdü geçti.Herkesin gözleri dehsetle açilmisti.
Fakat ertesi günü tüm gazetelerde su baslik okundu :
-Bakan yüzme bilmiyor!
POLITIKA DERSI
Ortaokul ogrencisi kahramanimiz, babasinin omuzuna dokunur, sorar:
Baba, okulda ders verdiler, "Politika nedir", anlatmamiz lazim.
Nedir politika? Baba oglunun yasina uygun bir formul bulur:
Bak yavrum, simdi su kelimeleri iyice aklinda tut...
Ben ucretli calisiyorum, buna KAPITALIZM diyoruz.
Parayi nasil harcayacagimiza annen karar veriyor, ona HUKUMET de.
Hepimiz aslinda senin icin cabaliyoruz, sen HALK'sin.
Bebek kardesine bakan dadin, ISCI SINIFI.
Kardesini de GELECEK diye dusun.
Simdi bunlari boyle ezberle, yarin kahvaltida sana politikayi anlatirim.
Oglan bunlari ezberler, aksam olur, herkes yatar. Gece bizimki, kardesi
kucuk bebegin aglamasiyla uyanir. Gider bebegin odasina, bebek altini kirletilmis
aglamaktadir.
Annesinin odasine girer, annesi derin bir uyku cekmektedir, uyanmaz.
Dadinin odasina gider, bir bakar ki, babasi dadisiyla ayni yatakta,
"Bebek agliyor" demesine hic aldiris eden bir halleri yok. Bizimkisi gerisin
geriye doner, yatar...
Ertesi sabah kahvaltida babasina, "Baba ben politika neymis anladim" der.
Babasi "Neymis soyle bakalim" diye sorunca anlatir:
"KAPITALIZM, ISCI SINIFINI beceriyor. Bu arada HUKUMET uyuyor. HALK kimsenin umurunda
değil ve GELECEK bok içinde.
BEZ
Bi tane mafya babasi sevgilisinin evine gitcek ..kadin evli tabi...
adamlarina diyor ki..
-Gidin bir bez ayarlayin pencerenin altinda acin..kadinin kocasi
gelirse pencereden atliycam..
herifler basustune deyip gidiyolar.
Bir sure sonra pat pat kapi caliyo.. pat pat pat..
Kadin gidiyo kapiyi aciyo.. patronun adamlarindan biri..diyo ki..
-"Patrona soylermisiniz bez bulamadikta"..
IKI YAHUDI
Iki Yahudi arkadas, piyasayi arastirmislar ve o sene haki renkteki
kumasin moda olacagini ögrenmislerdi. Bütün varliklarini paraya çevirdiler.
Piyasadaki bütün haki kumaslari satin aldilar.
Depolari bu renkteki kumaslarla doldu ancak kimsenin bu kumaslara talip
olmadigi görüldü. Iki kafadar artik iflasin esigine gelmislerdi. Moiz ve
Aron dertli dertli oturuyorlardi.
Artik biçagin kemige dayandigi bir gün kapi çalindi ve içeriye bir albay girdi:
- Siz de dedi haki renkte kumas var mi?
Kulaklarina inanamadilar. Hemen atildilar:
- Evet albayim var, gösterelim dediler.
Albay, dikkatle kumaslari inceledi.
- Çok begendim, dedi. Bu sene askerlere 200.000, subaylara 50.000 adet haki renkte elbise yaptiracagiz. Ancak tabii ki
benim tek basima begenmem yetmez. Generalimin de oluru lazim. Bana bir parça numune verin.
Yarin öglen 12'ye kadar telgraf çekersem iptal ederim. Eger telgraf gelmezse kumaslari kesip imalata baslayabilirsiniz.
O gece bitmek bilmedi. Kimi zaman ümitlendiler, kimi zaman 'ya iptal olursa' diye gögüs geçirdiler.
Ertesi gün saat 11, 11.30, 11.45, gözleri yolda, korku ile postaciyi beklediler. Gelmesin diye dua ederek.
12'ye 5 kala postaci sokagin kösesinden gözüktü. 'Belki bize gelmiyordur' diye ümitlendiler. Ancak postaci gelip
kapilarini çaldi. Moiz, büyük bir kederle koltuga çöktü. Aron da çaresiz kapiyi açti.
Postacinin elinde bir telgraf vardi.
Aron titreyen elleri ile telgrafi açti, okudu ve sevinçle seslendi:
- Müjde Moiz, baban ölmüs!
KIZILDERİLİ
Kizilderililerin genc reisi 18 yasina geldiginde cani kadin ister.
Kabilenin büyücüsüne gider der ki:
"Oturan Boga kadin ister".
Büyücü der ki:
"Oturan Boga ormana gitsin, üzerinde delik olan bir agaç gövdesi bulsun ve
onun üstünde egitim yapsin, hazir olunca gelsin".
15 gün sonra reis geri gelir der ki: "Oturan Boga hazir".
Büyücü de kabiledeki en güzel kizi ona verir.
Reis alir kizi çadira girer. "90 derece egil" der, kiz egilir egilmez kiza
bir tekme vurur. Kiz çiglik atarak bunu niçin yaptigini sorar.
Reis söyle cevap verir: "Oturan Boga akillandi, :önce yaban arilarini
kontrol ediyor".