Hepimiz biliriz. Okul,insanların, özellikle çocukların ve gençlerin eğitimi için açılmış, onların öğrenim yapmak amacıyla bir araya geldiği bir yerdir.
Bu tanımlamadan iki gerçek ortaya çıkmaktadır: Okul belirli bir yerdir. Bir defada birden fazla çocuğun(veya gencin) eğitim gördüğü,öğrenim yaptığı bir kurumdur.
Modern okulların geçmişi eski Yunanistan ve Roma'ya kadar uzanmaktadır. Fakat eski Yunanistan'da bile,öğretim üyelerinin çocuklara tek tek ders verdikleri bir dönem vardı. Söz konusu okullarda, çocukların,gençlerin topluca ders aldıkları "sınıf diye bir yer yoktu.
Daha sonraları,eski Yunan bilgeleri,filozofları belirli çevrelerde yerleştiler. Ders vermek amacıyla dolaşmaktan vazgeçtiler. Şimdiki anlamıyla okula yakın kurumlar açtılar. Büyük Yunan Filozofa Eflatun,devamlı olarak üç,dört yıllık süreyle, kurslar halinde ders verdiği bir yer kurup,bunu "Akademi" diye isimlendirdi.
Bu "okul", daha ziyade askeri amaçlarla geçitler, beden eğitimi egzersizleri yapılan jimnazyum'daydı. Bir süre sonra, Aristo da, halka açık başka bir jimnazyum olan "liseum" da kendi okulunu açtı. Nitekim okul karşılığı Almanca "gymnasium", Fransızca "lycee" deyimi ve İskoç dilinden kökenli "academy", Eflatun ve Aristo'nun açtığı kuruluşlardan gelmektedir.
Gerçekte,bu okulların ikisi de modern okullara benzemekten uzaktı. Tartışmaların yapıldığı, bazen de konferanslar, hatta söyleşiler halinde ders verilen yerlerdi. 250 yılında, Yunanlılar gramerin bütün gençlere öğretilmesi gereken bir konu olduğunu düşündüler.Gramer okulları açıldı. Bazı ülkelerdeki "gramer olculu "diye tanımlanan orta öğrenim okulları da buradan gelmektedir.
Sonradan Yunanlıların etkisinde kalan Romalılar, modern okullara daha çok benzeyen okullar kurdular. Bir Roma okulunda, çocuklar erken uyanırlar, yabancı bir dil öğrenirler ve iyi davranış,örnek yurttaş olma dersleri alırlardı. Başarısızlıkları,hal ve gidişlerindeki düzensizlik,öğretim üyelerine itaatsizlik de kamçıyla cezalandırılırdı.