BALIKCI
Temel dünya turuna çıkar ve yolu Kanada'ya da düşer. Kırkyılda bir
Karadeniz'de hamsi avlamaktan daha değişik bir fısat çıktığını düşünerek buz
tutmuş bir gölde, buzu kırıp balık tutmaya özenir ve işe koyulur.
Tam buzu kıracakken, insanın içini titreten bir ses duyulur:
"Oğlum burada balık yok"
Temel az öteye gidip tekrar buzu kıracakken ses yine gürler,
"Burada balık yok dedim sana"
Temel'in eli ayağı titreyerek seslenir
"Tanrım, sen misin yoksa"
Ses yeniden duyulur,
"Hayır oğlum ben buz hokeyi pistinin spikeriyim.."
ASANSOR
Temelle oğlu İstanbulu hiç görmemişler ve bir iş için oraya giderler.
Küçük köylerinden sonra gördükleri her şeye şaşırır ve hayretler içinde
kalırlar. Taksim'de gezerlerken bir otelin içine girerler. bir bakarlar ki
demirden duvarlar ve bu duvarlar otomatik olarak açılıp kapanabiliyor.
Tabii ki ikisi de şaşırmış.
Temelin oğlu babasına sormuş ;
"Buba bu ne ya?"
Temel hayatında hiç asansör görmediği için bu şekilde yanıtlamış
"Oğlum ben böyle bir şeyi hayatımda görmedim, ne oldugunu bilmiyorum."
İkisi de büyük bir şaşkınlıkla bu duvarlara bakarken 150 kiloluk
şişman bir bayan açılan duvarlardan küçük bir odanın içine girer. Duvarlar
yine kapanır ve numaralar birer birer yükselmeye başlar. Daha sonra
numaralar küçülmeye başlar. Temel ve oğlu şaşkınlık içindedirler.
Birazdan duvarlar yine açılır ve dışarıya 24 yaşlarında çok güzel,seksi,
zayıf ve sarışın bir bayan çıkar.
Temel gözünü bu bayandan ayırmadan oğluna sessizce ;
"Hemen git anani al ve buraya cetur."
POH
Temel ile Dursun güzel bir bahar gününde köyün yüksek bir tepesine
çökmuslar. Manzaranin keyfini çikarirken birden Temel'in gözü
ineklerin otladugu köyün mezarluguna ilismis.
Dursun'a dönmüs ve:
"Ula Dursun! Sen pirgün öleceksun, sonra seni aha su mezarluga gömeceguz.
Orada topraga karisacaksun. Sonra ot olarak yeniden büyüyeceksun.
Sonra seni su inek yiyecek. Sonra da seni suçacak. Ben de o
pokun yanuna gidecegum ve diyecegum ki "Ula Dursun!! Neydiiiiin ne
oldin?".
Tabii Dursun önce sasirmis ne diyecegini. Sonra o da Temel'e dönmüs:
"Ula Temel sen de pirgün öleceksun. Seni aha su mezarluga gömeceguz.
Orada sen de toprak olacaksun. Sonra ot olarak püyüyeceksun. Sonra seni su
inekler yiyecek. Sonra seni suçacaklar. Ben de o pokun yanuna gidecegum ve
diyecegum ki "Ula Temel! Sen hiç degismeyeceksun!!!"
FADIME'NIN DILEGI
Fıkra bu ya, fadime golfe merak sarmış. Kaybolan topunu
aramak için ormanın derinliklerine doğru ilerlerken yolda
tuzağa düşmüş bir kurbağa görmüş.
Kurbağa konuşmuş:
-"Bayan, beni bu tuzaktan kurtarıirsanız; 3 dileğinizi hemen
yerine getireceğim ."
Bunu duyan Fadime kurbağayı kurtarıp avucunun icine aldı.
"Az kalsın hatırlatmayı unutuyordum." dedi kurbağa. "Dilediğiniz
şey ne olursa olsun; kocan Temel bunun 10 kat fazlasına sahip
olacak"
Fadime
"Önce, dünyanun en güzel kadinu olmak isteyrum" dedi.
Kurbağa Fadime'yi uyardı:
"Unutma ki; Temel de dünyanın en yakışıklısı olacak"
-"Olsun. En güzel kaduni da ben olacağuma göre yine benümle
evlenecektir." dedi ve devam etti. "İkinci olarak da dünyanun
en zengun kadinu olmak isteyrum".
Kurbağa iyice sapıttı.
"Temel'in de senden 10 kat daha zengin olmasına razısın
demek ki" dedi.
-"Evet, o penum kocam. Mallarımuzu ve paramizu ortak olarak
paylaşacağuz."
Sıra üçüncü ve son dileğe gelmişti. Hiç düşünmeden atıldı
Fadime
-"Şimdi de hafüf bir kalp krizu geçirmek isteyrum!"