KIYIDA KALSIN
Köyün birinde iki tane çok iyi dost papaz varmis. Aralarinda su sizmaz, yedikleri içtikleri ayri gitmezmis. Herseylerini paylasirlarmis.
Bir gün bir yolculuga çikmislar az gitmisler uz gitmisler dere tepe düz gitmisler.
Gece olunca ates yakip etrafinda konusurlar sonrada uyurlarmis. Yine böyle birgün sabah olmus kahvalti yaptiktan sonra yine yürümeye baslamislar bir kaç saat yol aldiktan sonra önlerine bir irmak çikmis.
Irmagin kenarinda da 18 20 yaslarinda bir çitir kiz varmis ve karsiya geçmek istiyormus ama ne bir kayik var ne de karsiya geçebilecegi baska birsey.
Papazlarda kizin yanina yaklasmislar, bir tanesi kizi kaptirgi gibi kucagina irmaga dalmis ve karsi kiyiya yürümeye baslamis. Arkasinda kalan papaz arkadasi sok olmus.
-"Biz katoligiz, nasil olur da böle birsey yapar. Benim arkadasim. Elimize kadin eli degemez bizim" demis icinden ve oda karsi kiyiya geçmek üzere irmaga atlamis.
Kucaginda kiz olan papaz karsi kiyiya ulasinca kizi indirmis kizda tesekkür ederek hizla oradan uzaklasmis.
Arkada kalan papaz arkadasinin yanina gelmis ve yüzüne bakmis arkadasinin acaba bisi söleyecekmi diye ama nafile diger papaz hiç bisi sölememis.
Tekrar yola koyulmuslar.
Yürümüsler, yürümüsler dere tepe düz gitmisler aksam olmus ama kizi tasiyan papazda hala ses seda yok digeri çildirmak üzere neyse yatip uyumuslar.
Sabah olmus, kahvaltidan sonra yürüyüse geçmisler ama diger papaz hala arkadasinin bisi sölemesini bekliyomus ve artik dayanamamis sormus:
-"Ya dostum dün demis, sen o kizi kucagina alarak karsi kiyiya geçirdin. Orda biraktin, neden bisi sölemiyosun.?"
Diger papazda söle cevap vermis
-"Iste dostum, senin dedigin gibi ben o kizi karsi kiyida biraktim ama görüyorum ki sen hala o kizi biraktigim yerden buraya kadar tasimissin. Birak gitsin, bugünü yasayalim, hersey biraktigimiz kiyida kasin, hiç birseyi tekrar tasimayalim gittigimiz yerlere" demis
TITANIK
Hitler üç esir yakalamis, Ingiliz, Fransiz ve bir Yahudi.
-"Size soru soracagim, bilirseniz sizi birakacagim" demis.
Ingiliz'e sormus
-"Titanik kaç yilinda batti?"
Ingiliz hemen cevap vermis "1912" diye.
Hitler Ingiliz'i göndermis.
Fransiz'a sormus bu kez:
-"Titanik'te kaç kisi öldü?"
Fransiz cevap vermis "1050".
-"Tamam, sen de gidebilirsin" diye özgür birakmis.
Ve Yahudi'ye dönmüs;
-"Say lan isimlerini!"
PAPA
Papa çok önemli bir is için Amerika`ya gider. Uçak rötar yapinca karsilamaya gelenlerin hepsi gitmek zorunda kalir. Papa indiginde kimseyi bulamaz. Disari çikar ve oradan geçen ilk taksiyi durdurur.
-"Oglum beni tanimissindir herhalde, benim acilen bir toplantiya yetismem gerekiyor, beni götürür müsün?"
-"Tabi seve seve..."
Yolda giderlerken papa adamin acemi olmasindan ve taksiyi yavas kullanmasindan tedirgin olur. Taksiyi durdurur ve soförü arka koltuga geçirtip arabayi kendi kullanmaya baslar.
Tabi bu arada da toplantiya yetismek için fazla hizli gider. İleride bir trafik polisi arabayi durdurur. Bakar ki arabayi kullanan papa:
-"Neden bu kadar hizli gidiyorsunuz?"
-"Çok acele bir toplantiya yetismemiz gerekiyor evladim."
-"Siz hiç merak etmeyin papa hazretleri, ben simdi hallederim. Merkez!!! Merkez!!!!.."
-"Alo merkez dinlemede..."
-"Buraya çok acil 50 kisilik bir eskort gönderin... tamam!!!!"
-"Neden? tamam!!!"
-"Sehrimizde çok önemli biri var... tamam!!!"
-"Kimmis bu önemli kisi... tamam!!!"
-"Tanimiyorum... tamam!!"
-"Tanimiyorsan nerden biliyorsun önemli kisi oldugunu? tamam!!.
-"Soförlügünü papa yaptigina göre mutlaka önemli biridir... Tamam!!..."
UZAK DEGILMIS
Ders çalışan çocuk, ıslık çalarak ortalarda gezinen babasına sorar:
-"Afrika ne taraftadır baba?"
Baba, çok bilgili bir edayla cevap verir:
-"Fazla uzakta olmamalı.."
-"Nereden biliyorsun?"
-"Bizim şirkette bir zenci var, her gün işe bisikletle gidip geliyor da!"
SOBANIN YERI
Fizikçi, matematikçi, kimyaci, jeolog ve antropologdan
olusan bir heyet bir arastirma için arazide bulunmaktadir.
Birden yagmur bastirir. Hemen yakindaki bir arazi evine siginirlar.
Ev sahibi bunlara bir sey ikram etmek için biraz ayrilir.
Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanir.
Soba yerden 1 m kadar yukarda, altindaki dizili taslarin üzerindedir.
Sobanin niçin böyle kurulmus olabilecegine dair bir tartisma baslar.
Kimyaci:
-"Adam sobayi yükselterek aktivasyon enerjisini düsürmüs, böylece daha kolay yakmayi amaçlamis."
Fizikçi :
-"Adam sobayi yükselterek konveksiyon yoluyla odanin daha kisa sürede isinmasini saglamak istemis."
Jeolog:
-"Burasi tektonik hareketlilik bölgesi oldugundan, herhangi bir deprem aninda sobanin taslarin üzerine yikilmasini saglayarak yangin olasiligini azaltmayi amaçlamis."
Matematikci:
-"Sobayi odanin geometrik merkezine kurmus, böylece de odanin düzgün bir sekilde isinmasini saglamis."
Antropolog:
"Adam ilkel topluluklarda görülen atese tapmanin daha hafif biçimi olan atese saygi nedeniyle sobayi yukariya kurmus." diyerek görüsünü bildirmis.
Bu sirada ev sahibi içeri girmis ve ona sobanin yukarda olmasinin sebebini sormuslar.
Adam da cevaplamis:
-"Boru yetmedi"
KAYSERILI
Iki Kayserili uçaga biner. Birbirleriyle sohbete baslarlar. Birisi öbürüne sorar:
-"Amerika'da ne is yapiyorsun.?
O da;
-"Fabrikalarim var?" der ve sorar:
-"Peki sen ne is yapiyorsun?"
O da;
-"Ben de bir fabrikada isçi olarak çalisiyorum" der.
-"Peki kaç senedir çalisiyorsun?" diye sorunca "25 yildir" der.
-"Sen nasil Kayserili'sin, 25 yilda o fabrikanin sahibi olman lazimdi? diyince;
-"Çalistigim fabrikanin sahibi de Kayserili idi. O yüzden olamadim.."
Konu: fıkralar 84 
Cuma Ekim 10, 2008 4:50 pm
