DİLENCİ
Adamın biri bir gün yolda giderken bir dilenciye rastlar.
Dilenciye bir para verir ve al bununla bir sigara alırsın der.
Dilenci "beyim ben hiç sigara içmem" der.
Bunun üzerine adam o zaman bir bira içersin der.
Dilenci "ben ağzıma içki koymam" der.
Sen de o zaman bir altılı oynarsın.
Dilenci "beyim ben hiç kumarda oynamam" deyince adam o zaman al bu parayı ve bizim eve gel der.
Dilenci neden olduğunu sorar.
Adam "Karım seni bir görsün içki ve sigara içmeyen, kumar oynamayan bir adamın hali ne oluyor."
HIRSIZ
İtalya'da Vatikan yakınlarında bir eve gece hırsız girmiş.
Hırsız evin içinde karanlıkta ilerlerken arkasından bir ses gelmiş:
-Seni ben görüyorum. İsa da görüyor! Hırsız panik içinde bir köşeye sinip ve farkedilmemeyi ümit ederken ses tekrar yükselmiş
- Seni ben görüyorum. İsa da görüyor! Hırsız sesin kendine seslendiğine emin olunca el fenerini açıp, sesin sahibini aramaya başlamış ve bakmış bir Papağan!
Şaşkınlıkla söylemiş
- Konusan sen miydin?
Papağan tekrar konuşmuş
-Evet..
Bunun üzerine Hırsız
-Ama sen Papağansın! Papağan cevap vermiş.
-Evet ben Papağanım...İsa da Doberman..
HEYKEL
Kadın sevgilisiyle birlikteyken kocasının eve girdiğini duyar.
- Çabuk! Köşeye geç ve bir heykel gibi davran. Adamın her yerine bebek yağı sürer, üzerine de bebe pudrası serper.
- Sakın kımıldama ve heykelmissin gibi davran!
- Bu nedir? hayatım, diye sorar kocası kapıdan girer girmez.
- O mu? Sadece bir heykel. Smithler yatak odaları için bir tane almışlardı. O kadar sevdim ki bir tane de ben ısmarladım.
Kimse o andan itibaren heykel hakkında konuşmaz hatta yatağa girene kadar.
Gece saat iki gibi koca kalkar ve mutfağa gider, bir kaç dakika sonra da elinde bir sandviç ve bir bira ile geri döner.
- Al bakalım, der, bir şeyler ye.
Ben 3 gün boyunca Smith'lerde idiyot gibi dikilirken kimse bana bir bardak su bile vermemişti.
MAZERET
Genç bir sanatçı adayı kız, doktoruna telefon açıp aldığı randevuya gelemiyeceğini söyledi.
Doktor sordu: "Neden çok mu hastasınız?"
-Yoo değilim. Yalnız bugün bir prodüktöre gidip bir rol istedim. Sonra terzime gittim.
Daha sonra ev sahibiyle kira meselesini tartıştık.
Kısacası doktor bey, bir defa daha soyunacak halim kalmadı!
AFACAN ALİ
Ali okula yazılıcakmış. Ama çok fırlama bir çocuk olduğundan babası bazı önlemler almaya karar vermiş ve okuldaki öğretmenine ve diğer öğretmenlere durumu anlatmış.
Sıra servis şöförüne gelmiş servis şöförüne oğlunun ne kadar fırlama olduğunu anlatmış.
Şöför hiç oralı olmamış içinden ufacık çocuk ne kadar fırlama olabilir ki demiş.
Okul günü gelmiş ve Ali alınması gereken yerden servise binmiş.
Yolculuğun ilk başlarında sakin sakin oturan Ali daha sonra şöförün yanına gelerek
"amca benim annem tavuk babam horoz olsaydı ben civciv olurdum değilmi" demiş.
Şöför "evet yavrum şimdi geç yerine otur "demiş.
Bİraz sonra Ali yine şöförün yanına giderek
"amca benim annem inek babam boğa alsaydı ben buzağı olurdum değilmi"demiş.
Şöför biraz sinirli "evet şimdi git yerine otur " demiş.
Biraz sonra Ali yine şöförün yanına gelerek
"amca benim annem" demeye kalmadan şöför Ali'ye "ben sana bir soru soracağım "demiş ve ardından
"senin annen orospu baban pezevenk olsaydı sen ne olurdun bakayım" demiş.
Ali sırıtarak cevap vermiş "ŞÖFÖR".
İDDİA ÜZERİNE
Barda uzun süre tek başına içki içen adam bir süre sonra barmene
"Biliyormusun, ben sol gözümü ısırabilirim" demiş Doğal olarak barmen buna inanmamış.
1,000,000 Lirasına iddiaya girmişler. Adam, takma olan sol gözünü çıkarmış; ısırmış ve
barmenin hayret dolu bakışları arasında parayı cebine atmış.
Bir kaç kadeh daha içtikten sonra adam gene barmene dönmüş ve "Biliyormusun" demiş;
"ben sağ gözümü de ısırırım!"
Adamın tavırlarından kör olmadığını; dolayısıyla öbür gözünün de takma olamayacağını düşünen barmen,
parasını kurtarabilmek umuduyla hemen 1,000,000 sına iddiaya girmiş.
Adam sakin sakin takma dişlerini çıkarıp sağlam olan sağ gözünü de ısırmış.
Aradan bir kaç saat geçince, müşteri barmene
"İki milyonunu kurtarmak için sana bir fırsat vermek istiyorum" demiş.
"İki milyonuna iddiaya girerim ki bu oturduğum yerden taaa öbür köşeye yerleştireceğin bir bira şişesinin içine,
bir damla bile etrafa sıçratmadan işeyebilirim."
Barmen uzun uzun bu işin altında nasıl bir üç kağıt olabileceğini düşünmüş; bulamamaış ve iddiayı kabul etmiş.
Salonun en uzak köşesine bir şişe yerleştirmişler ve adam işemeye başlamış.
Değil etrafa bir damla damlatmamak; ortalığı tam anlamıyla berbat etmiş.
Barmen paralını kurtarmanın sevinciyle olduğu yerde zıplamaya başlamış.
Biraz sakinleşince adama dönüp "Kesinlikle kaybedeceğini bile bile neden böyle bir iddiaya girdin?" diye sormuş.
"Kaybettiğimi de nerden çıkardınız?" demiş adam;
"Şu karşı masada oturan iki asık suratlı adamı görüyormusunuz?
İşte onlarla ""barın orta yerine işerim, barmen de sevinçten zıplar"" diye 5'er milyon lirasına iddiaya girdim".