Dünya genelinde yaşanan ekonomik krizin etkileri Türkiye’nin ihracat rakamlarına da yansımaya başladı.
Son dönemlerde sürekli artış gösteren ihracat rakamları 32 ay sonra ilk kez geriledi. Ekim ayı ihracatımız, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1.87 düşerek, 9 milyar 530 milyon dolar olarak gerçekleşti. İlk on aydaki ihracatımız yüzde 31.01 artışla 111 milyar 857 milyon dolara ulaşarak, geriye dönük bir yıllık ihracatımız ise yüzde 28.94 artışla 132 milyar 444 milyon dolar oldu. Ekimde en fazla ihracatı, 1 milyar 507 milyon dolarla otomotiv sektörü yaptı. Bunu, 1 milyar 216 milyon dolar ile demir-çelik ve 1 milyar 73 milyon dolar ile hazır giyim ve konfeksiyon takip etti.
Döviz motive ediyor
Türkiye’nin krize dayanıklı bir alt yapı sistemi bulunduğunu ifade eden Türkiye İhracatçılar Meclisi başkanı (TİM) Mehmet Büyükekşi, şu değerlendirmeyi yaptı: "Alt yapımız sağlıklı, 2001 krizinin ardından yeniden yapılanan bankacılık sistemimiz kuvvetlidir. Cari açığımızın yüksek oluşu ve dış borçlara bağlı olarak büyümemiz, krizde oluşan likidite darlığından etkilenebilir. Bundan sonra bir süre Türkiye ucuz dış kaynak bulmakta zorlanabilir. Bu nedenle Türkiye için artık önümüzdeki dönemde ihracat daha da önemli bir hale geliyor. Döviz kurunun yükselmesi, ihracatımız için olumlu bir haberdir. YTL uzun süredir aşırı değerliydi ve bu durum ihracatçımızın pahalı YTL ile üretim yapıp, ucuz döviz aracılığıyla satış yapmasına neden oluyordu. Bu durum doğal olarak kárlılıkları minimize ediyor, ihracatı caydıran bir etki yaratıyordu. Döviz kurunun değerini bulması ihracatımız açısından motive edicidir."
Kurların istikrarı şart
Döviz kurlarının istikrar içerisinde olmasının ihracatçı için önemli olduğunu belirten Büyükekşi, şöyle konuştu: "Kurların değerlenmesinin yanında önemli bir nokta daha vardır. O da ihracatçılar için kurların geldiği seviyeden çok kurların istikrar içerisinde olmasıdır. Spekülatif hareketler her türlü finans piyasasında olduğu gibi döviz piyasalarının içinde de vardır, bundan sonra da olacaktır. Ancak kurlarda yaşanan aşırı dalgalanmalar reel sektörün önünü görmesini zorlaştırmaktadır. Bu konuda alınacak tedbirler, ihracatçılarımızın belirsizlik ortamından kurtaracak, geleceğe umutla bakmalarını sağlayacaktır.
YTL bazında yüzde 20 artış yaşandı
İHRACAT rakamlarının YTL olarak karşılaştırılması yapıldığında, geçen yıl yapılan YTL ihracatı ile bu yıl yapılan arasında yaklaşık yüzde 20’lik artış olduğuna işaret eden Büyükekşi, geçen yıl ekim ayı itibariyle YTL olarak yapılan ihracatın 11 milyar YTL iken, bu yıl 14 milyar seviyesinde olduğunu kaydetti. TİM Başkanı Büyükekşi, YTL’nin ekim ayı içinde belli miktarda değerini kaybetmesi ve döviz kurlarında artış olmasının ihracata olumlu yansıdığını belirterek şöyle konuştu: "Geçen yıl ilk sekiz ayda yüzde 55 olan AB’ye yapılan ihracat, bu yıl aynı döneminde yüzde 50’ye düştü, komşu ve çevre ülkelere yapılan ihracat yüzde 44’e çıktı. Daralan piyasalarda rekabet zorlaşacağı için komşu ve çevre ülkelere ihracat yapmak, yeni pazarlara açılmak, avantaj sağlayacak ve bunun Türk ihracatına katkıları olacak."
Akıllıca önlem almak gerekiyor
KRİZİN karmaşık dinamikler temelinde geliştiğine işaret eden Mehmet Büyükekşi, şu bilgileri verdi: "Kriz, vaktinde ve akıllıca önlemler alınmasını gerektiriyor. En temel sorun ise, krizin küresel niteliğinin ülkelerin tek başlarına aldıkları önlemlerle başarılı olmalarını imkansız kılması. Çünkü, tüm dünyayı etkileyen bu kriz, tek bir sorundan değil, küresel sistemin işleyiş biçimindeki yapısal aksaklıklardan kaynaklanıyor. Yaşadığımız şu günlerde esasen küresel iktisadi sistem açısından tarihe tanıklık ediyoruz. Dünya ekonomisinin işleyiş kurallarının yeni baştan yazılması gündemde. Gelişmiş ülkelerin liderleri, mevcut elbisenin artık gelişen ticari ve finansal işlemlere dar geldiğini görüyorlar ve II. Dünya Savaşı’ndan bu yana süregelen düzeni yeniden tanımlamayı tartışıyorlar."