Budizm dininin kurucusu ve öncüsü olan Buda, yaklaşık olarak M. Ö. 563 ile M.Ö. 483 yılları arasında yaşamıştır. Asıl adı Gautema'dır. Sonradan,Sanskritçe dilinde "aydınlanmış" anlamına gelen "Buda" deyimiyle tanınmıştır. Kurduğu din ve felsefe sistemi de "Budizm" diye tanımlanır.
Bazı kaynaklar Buda'nın asıl adının Sakyamoni olduğunu ileri sürerlerse de,bu iddia geçerlilik kazanmamıştır. Güvenilir kaynaklara göre, Gautama Hindistan'ın kuzey bölgelerinden birinde egemen bir prensin oğluydu. Soylu ve zengin bir ailenin oğlu olduğu için, küçük yaşından itibaren iyi bir eğitim görmüştü. Buda hakkında bu dönemle ilgili olarak bütün bildiklerimiz, o devirde Hindistan'da hayli yaygın ölçüde kullanılan Poli diliyle yazılmış belgelere dayanmaktadır.
Prens babası,Gautama'yi kendi yerine geçmeye hazırlıyor, onun hayatın zorluklarından,türlü acılarından,yokluk ve yoksulluğun çilelerinden habersiz olarak yetiştirmeye çalışıyordu. Babasının ve çevresindekilerin etkisiyle bu dönemi zevk ve safa içinde, türlü eğlencelerle, zenginliğin nimetlerinden yararlanarak geçiren Gautama, 19 yaşındayken akrabasından bir kızla evlenmişti. Bir süre sonra, böylesine tek boyutlu bir hayat ,gününü gün ederek yaşamak Gautama'ya yetersiz göründü. Hayatın daha derin, daha anlamlı yönleri olduğunu düşünmeğe başlamıştı. Bu düşüncelerin giderek yoğunlaşması,onun gerçek değerler ve anlamlar peşinde bir arayışa itti.Çevresiyle iç dünyası arasında bocalayarak, manevi kişiliğini oluşturan birtakım buhranlar geçirdi. Karısını ve küçük çocuğunu bırakıp inzivaya çekildi.Yıllar yılı tek başına yaşadı. Günün birinde bir "bo" ağacının altında derin düşüncelere dalmışken, ansızın içinin ışıdığını hissetti.Hayatın gerçek içyüzünü yeni bir dünyaya açılan gözlerle gördü. Bir gün, bir gece o ağacın altında oturdu. Derin derin düşündü. Oradan kalktığı zaman,yayacağı inancın,kurucusu olacağı felsefe sisteminin temel ilkeleri de şekillenmişti.
Bunları yaymak,başkalarına da duyurmak için ülkeyi dolaşmaya başladı. Kurucusu olduğu dinin öncülüğünü de yaptı. 80 yaşındayken Kuzey Hindistan'da Kusingagara'da Ud kasabasında öldü.
Buda'yla ilgili olarak günümüze ulaşan bilginin, ölümünden 200 yıl kadar sonra yazıldığı söylenir.Kesinlikle bilinen onun yolundan yürüyenlerin, öğrencilerinin, ölümünden sonra Buda'nın fikirlerini, sözlerini, öğretisini yaymış olduklarıdır.
Budizm bazı kimselere göre bir din, bazıları için de sadece bir felsefe sistemidir. Ancak Budizm'in Hindistan'da yaygın ve temel bir inanç olduğu, Japonya,Çin,Tibet,Burma,Tayland ve Seylan'da da 200 milyona yakın Budist'in bulunduğu düşünülünce, Budizm'i gerçek anlamda bir din saymak,böylece kabullenmek gerekir.
Kendisi de iyi yürekli, sevgiyle dolu, sınırsız hoşgörü sahibi, barışçı bir adam olan Buda, inancında "4 temel ilke" yi esas tutmuştur:
1- Hayatın örgüsü acılarla dokunmuştur. Zevk, safa, eğlence boş hayallerdir.
2- Acıların kaynağı,doyumsuz yaşama isteği ve sınırsız, tükenmeyen,tutkulu isteklerdir.
3- Bu isteklerin öldürülmesi, en büyük düşman olan "ben" ve "bencillik" hislerinin yenilmesi gerekir.
4- Yaşama tutkusunu, kör isteklerini yenilgiye uğratan kimse "Nirvana"ya,yani mutluluk ve ebedi huzura kavuşur,
Budizm ayrıca 10 günahı kesinlikle yasaklar. Bu günahlar şunlardır : Adam öldürmek,hırsızlık, yalan, iftira, kötü söz, iffetsizlik, dedikodu, kıskançlık, hemcinslerine ve diğer canlılara kötülük, imansızlık.
Budistlerin inancına göre dünyaya geliş ölümdür.İnsanları hayatın acılarından, zorluklarından kurtaracak şey, birbirlerini, hayvanları, bitkileri sevmektir. Ancak böylelikle mutlu olunabilir. Nirvana'ya ulaşmak,bir daha dünyaya gelip hayatın acılarını çekmekten kurtulmak demektir.