GÜVENCE
Temel'in on ikinci oğlunu askere çağırmışlar, ondan önceki on bir tanesi askerde olduğu için Temel itiraz etmiş,
- Söyleyin padişahınıza penum şeyime güvenip sağa sola savaş açmasun.
MAZERET
Temel askerliğini yapıyormuş. Bölükte kırk ere izin vermişler. Geç kalırlarsa
çadır hapsi var, ancak iyi bir mazeretleri olursa affedilecekler. kırk kişiden otuz dokuzu da Geç kalmış, hep ayni mazeret:
- Atla istasyona celeydum. At catladi, tren kaçtı, Geç kaldum.
Derken kırkıncı da tamamlanmış, Temel cila gelmiş.
- Senin de mi atin çatladı, diye sormuşlar.
- Hayır, demiş. Yoldaki otuz dokuz at leşini geçemedum.
HASAN
İri yarı bir adam kahveye girmiş.
- Hasan cimdur?
- Penum, demiş adamın biri.
Adam bu adamı bir güzel pataklamiş ve yüzünü gözünü kan içinde bırakmış.
Sonrada çekip gitmiş. Adam gittikten sonra dayak yiyen adam baslamış gülmeye. Kahvedekiler şaşırmış ve hemen sormuşlar:
- Ya o kadar dayak yedin, yüzün gözün kan içinde. Ne diye durmuş gülüyorsun
simdi.
- Penum adim Hasan teğul Temel, nasıl kandurdum o enayi adamı ama....
FARK
Temel'e sormuşlar,
- Evli kadın ile dul kadın arasında ne fark vardur?
- Tul kadın kocasının nerede olduğuni piliy, evli kadın pilmiy.