Bilmece
Kayserili, trende yolculuk etmekte... Karşısında oturan zatla tanışır. Dereden tepeden konuşurlarken: - "Gel seninle birbirimize bilmece soralım" der. "Önce ben sorayım; bilirsen ben sana bin lira veririm. Bilemezsen 10 bin liranı alırım. Sonra sen bana sorarsın; bilirsem 10 bin liranı alırım, bilemezsem bin lira veririm." - "Tamam" der adam; "sor bakalım" - Söyle öyleyse: Üç ayaklı hayvan nerde yaşar? Öteki yolcu düşünür, bilemez: - Al 10 bin lirayı. Şimdi ben de sana aynı soruyu soruyorum: Üç ayaklı hayvan nerde yaşar? Kayserili, hiç düşünmeden, aldığı 10 bin liranın bin lirasını geri verir: - Al şu bin lirayı. Ben de bilmiyorum.
Duvar
3 deli birgün kaçmak için plan kuruyorlarmış deliye:
duvar küçükse atlayacaklarını duvar büyükse kazıp alttan geçeceklerini sölemişler.
deli biraz sonra gelip:
-arkadaşlar kaçamıyoruz çünkü duvar yok.
Kavga
İkı deli anlaşmışlar, bir akşam bir barda kafa çekmeye. O gün bir bara gidip saatlerce içmişler, o gün tesadüf ya yan masada bir kavga başlamış iki delide alkolün etkisiyle kendilerini kavganın ortasında bulmuşlar. Biraz sonra gelen polisler tekme tokat kavga edenleri dışarı çıkarmış. Bizimkilerden biri polisten yediği tekmeden dolayı devamlı topallıyormuş, arkadaşına:
- "Yav donumu indirivereyimde şurama bir bak, çok acıyor ne olmuş?"
der. Donunu indirir poposunu arkadaşına gösterir. Poposuna bakan arkadaşı:
- "Abovv len polis öyle sert vurmuş ki popon yukarıdan aşağıya ortadan ikiye ayrılmış"
Hastaneden Kaçış
Üç deli hastaneden kaçmak için karar verirler. Fakat üçüncü katta olduklarından işleri biraz zordur. En yaşlılarının aklına bir fikir gelir. - "Hergün bir çarşaf çalacağız, birbirlerine bağlayıp pencereden ineceğiz, üç çarşaf, üç gün sonra özgürüz."
Anlaştıkları gibi her gün bir çarşaf çalarlar, üç çarşafı tamamladıktak sonra birbirlerine bağlarlar. En küçüklerinin denemesi için aşağıya sarkıtmaya karar verirler.
- "Şimdi deneme zamanı en küçüğümüz ilk olarak denesin."
En küçükleri bağlanan çarşaflardan aşağı iner bir süre sonra nefes nefese yukarı tekrar çıkar, gözleri çıkacakmışcasına:
- "Mahvolduk, bittik, işimiz zor, çarşaf otuz santim uzun geldi makas lazım...!"
Deli
Delinin biri tımarhanenin bahçesinde yürürken bakmış başka bir deli ağacın altında oturmuş kahkahalar atıyor. Hemen yanına kosmuş ve sormuş "hey sen niye gülüyorsun öyle?", öbür deli "hiç, ben hep kendi kendime fıkra anlatırım ama bu seferkini hiç duymamıştım".